“Tanrı’nın zihni, 11 boyutlu hiper uzayda rezonans eden kozmik bir müzik olurdu…”
Başka dünyalar var mı? -Sicim Teorisi Nedir ?- Her şey Büyük Patlama ile mi başladı?
Ben bir kuantum fizikçisiyim. Ve biz kuantum fizikçileri Büyük Patlama’nın yalnızca bir kez olduğuna inanmayız. Bu Heisenberg belirsizlik ilkesini ihlal etmek olurdu. Bu birden fazla büyük patlamanın olabileceği anlamına gelir. Konuştuğumuz sırada evrenler yaratılmaya devam ediyor. Bunlar veriler ile örtüşmekte, enflasyonist evren teorisi de tam olarak Kuantum Teorisidir. (**enflasyon erken evrendeki uzayın üstsel genişlemesiyle ilgili bir teoridir**) Evrenlerin tüm bu zaman boyunca aralıksız yaratılmaya devam etmesine dair kesin sonlu bir olasılık var ve benim için bu estetik açıdan oldukça tatmin edici.
Ben bir presbiteryen olarak yetiştirildim ama ailem Budist'ti. Budizm’de evren hakkında tamamen zıt iki fikir vardır. Nirvana. Evrenin başlangıcı ve sonu yoktur sadece zamansızlık söz konusudur. Ancak Hristiyanlıkta bu farklıdır. Tanrı “let there be light“ der ve evren yaratılır. Zihnimde bu iki özel ayrıcalıklı düşünceye sahiptim ve şimdi onları tek bir teori haline getirmenin mümkün olduğunu fark ediyorum. Evrenin bir başlangıcı vardı yada yoktu, ki evrenin bir başlangıcının olduğunu görüyoruz, evrenimizde birisinin ışık ol diyebileceği bir an-boşluk var. Orada, başka bir köpük banyosunda başka kabarcık evrenler var ve bu evrenlerin üç boyutlu kavrayışımızın ötesinde bir boyuta genişlediğini, bir başka deyişle 11 boyutlu hiper uzay olduğunu biliyoruz. Nirvana’nın büyük patlamaların gerçekleştiği bu zamansız 11 boyutlu hiper uzayın olacağını düşünüyorum. Stephen Hawking, örneğin son kitabında bile, bunun Tanrı’nın varlığına karşı bir argüman olduğunu söylemişti, çünkü Tanrı’nın evreni yaratması için yeterli bir zaman diliminin olmadığını düşünüyordu. Büyük patlama bir anda gerçekleşti yani Tanrının evreni yaratması için ayrılan bir zaman yoktu. Ama Hawking çoklu evren teorisinde zamandan önce bir zaman kavramının olabileceğini fark etti. Yani her bir kabarcık evrenin kendi zaman dilimi vardı. Bu aslında bizim evrenimizin öncesinde bir evrenin olabileceği anlamına geliyor. Bir köpük banyosunda, birbirine çarpan iki kabarcığı düşünün, çarpışan kabarcıklardan parçalara bölünen (fizyon) minik kabarcıklar oluşacaktır işte bu büyük patlamanın yaptığı şeydir. Bu yüzden Büyük Patlama, evrenlerin çarpışmasından başka bir şey değildir, bu bizim inanılmaz derecede gizemli varlığımızın baş döndüren güzelliğinin bir resmidir.
Çoklu evren teorisi sizi heyecanlandırdı mı? Aahhh… Nasıl başlayacağımı bile bilemiyorum, aklımı başımdan alan bu fikir benim geçim kaynağım. Sicim teorisi benim işimin adı, bunun için New York’ta para kazanıyorum :).
Peki nedir bu Sicim Teorisi? Basitçe doğada gördüğümüz tüm parçacıkların, elektronların protonların, kuarkların yani “sıfır boyutlu noktalar” şeklinde tarif edilen atom altı parçacıkların, aslında “bir boyutlu ve ipliksi varlıklar” olabileceği varsayımına dayanır, kuantum mekaniği ile Einstein’in genel görelilik kuramını birleştiren bir teoridir. Robert Oppenheimer ('Now I am become Death, the destroyer of worlds’.), atom bombasının mucidi, 1950'lerde atom parçalayıcıda ortaya çıkan tüm bu atom altı parçacıklardan oldukça yılmış olacak ki bir gün, Fizik’te Nobel Ödülünü o yıl yeni bir parçacık keşfetmeyen bir fizikçiye gitmesi gerektiğini açıklamıştı. Bugün ise tüm o parçacıkların minik titreyen teller üzerindeki notalardan başka bir şey olmadığını düşünüyoruz.
Öyleyse fizik nedir? Fizik, titreşen teller/ dizeler üzerine yazabileceğiniz notalardır.
Kimya nedir? Kimya, bu notalar ile çalabileceğiniz melodilerin kendisidir.
Evren nedir ? Evren, tüm bu melodilerin senfonisidir.
Peki Albert Einstein’ın hayatının son otuz yılı boyunca hakkında oldukça dokunaklı şeylerden bahsettiği Tanrı’nın Zihni nedir ?